Dersmatik | Sosyal Paylaşım Ağı
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Yaprak Dökümü (Roman)

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
BcY
Yönetici

Yönetici
BcY


Cinsiyet : Erkek

Kayıt tarihi Kayıt tarihi : 19/12/08

Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 397
Yaş Yaş : 27

İş İş : Öğrenci
Rep Puanı Rep Puanı : 43590

Başarı Puanı Başarı Puanı : 35

Zodyak : Yengeç

Çin Astrolojisi : Sıçan


Yaprak Dökümü (Roman) Empty
MesajKonu: Yaprak Dökümü (Roman)   Yaprak Dökümü (Roman) ClockCuma Eyl. 17 2010, 16:11

"Yaprak Dökümü" Romanı Özeti
Eserin baş kahramanı Ali Rıza Bey, Bâbıâlî’den yetişmiş bir mülkiye memurudur.
Otuz yaşına kadar Dahiliye kalemlerinden birinde çalışmıştır.
İnsanların paradan başka şeylerle de mutlu olabileceklerine ve iyi
ahlâkın bir insan için en büyük hazine olduğuna inanmayı ilke edinmişti.

Annesi ve kızkardeşinin ard arda ölümüyle İstanbul'dan soğumuş, Suriye'de bir
kaza kaymakamlığı görevi almıştı. Sonraları Anadolu'nun çeşitli
şehirlerinde yirmi beş yıl çeşitli memurluk görevlerinde bulunur.

Kırk yaşlarına doğru evlenir ve beş çocuk sahibi olur. Trabzon'un bir
sancağında mutasarrıflık görevinde iken, haklı fakat zayıf bir kişiyi;
haksız ama kasaba eşrafından güçlü bir kişiye karşı koruyup, adaletin
gerçekleşmesini sağlayınca görevinden alınır. Bunun üzerine İstanbul’a
döner.

Bir müddet işsiz gezdikten sonra tesadüfen karşılaştığı
eski bir öğrencisi vasıtasıyla, onun müdürü olduğu bir şirkete mütercim
olarak girer.

Fakat bir süre sonra, yine aynı şirkete bu sefer
kendisinin aracılığıyla memûre olarak alınan bir tanıdığının kızıyla
müdürün evlilik dışı ilişkide bulunduğunu öğrenince o işi de terkeder.

Aynı gün, Ali Rıza Bey’in tek erkek evladı ve beş çocuğundan en büyüğü olan
Şevket, bir bankaya memur atanır. Bundan sonra Ali Rıza Bey evin
yönetimini oğluna bırakır ve emeklilik hayatına başlar.

Artık evde babalık hakimiyeti kalmamıştır. Hanımı ve artık büyüyen kızları
parasızlıktan dolayı hep sorun çıkarırlar. O da kendini kahvehânelere
atarak oralarda teselli bulmaya çalışır.

Oğlu Şevket, çalıştığı bankadaki Ferhunda adında, evli bir kadınla ilişkide bulunur. Bunu
öğrenen kocası Ferhunde’yi boşar; Şevket de onunla evlenmek zorunda
kalır.

Evin yeni üyesi Ferhunde, bir süre sonra evin yeni hakimi
haline gelir. Ali Rıza Bey'in kızları Leyla ve Necla'yı kendi tarafına
çeker ve zaten eve kapanmaktan şikayetçi olan bu kızlarla, o davet
senin bu davet benim dolaşmaya başlarlar.

Ali Rıza Bey'in büyük kızı Fikret ise bu evden ve yoksulluktan kurtulmak için elli yaşında ve
üç çocuk sahibi bir adamla evlenip Adapazarı'na gider.

Olanca fakirliklerine rağmen aşırı derecede müsrif davranan ev halkı, sonunda
zor duruma düşer. Şevket, çalıştığı bankadan aldığı parayı yerine
koyamadan yakalanınca, bir buçuk yıl hapse mahkum olur. Bunu fırsat
bilen ve zaten evdeki yoksulluktan da hep şikayet eden Ferhunde evi
terkeder.

Birgün Leyla'ya Suriyeli bir adam talip olur. Kız tarafı tam kabul etmişken adam, Leyla'da hoşlanmadığı bir hareket
görmesi nedeniyle ondan vazgeçtiğini; ancak verirlerse küçük kızları
Necla ile evlenebileceğini söyler. Adamın zengin olduğunu
sandıklarından bunu da kabul ederler. Fakat Necla adamla evlenip
Suriye'ye gidince, aslında onun başka karıları ve yarım düzineden de
fazla çocuğu olan ve pek de zengin olmayan bir yalancı olduğunu görür.
Artık Necla da mutsuzdur.

Tam evliliğe yaklaşmışken reddedilen Leyla ise bunalıma girmiştir. Bir müddet eve kapanır. Doktorun açık
havada gezmesini tavsiyesi üzerine dışarılarda gezmeye alışır ve
böylece eski davetlerden tanıştığı kötü kişilerle tekrar karşılaşır. Ve
bir süre sonra cahilliği, parasızlığı ve güzelliği yüzünden kötü yola
düşer.

Bunu duyan Ali Rıza Bey, Leyla'yı evden kovar. Karısının, barışmalarında ısrarı üzerine Ali Rıza Bey bunu kabul etmeyerek, evi
terkeder ve Adapazarı'na kızı Fikret'in yanına gider. Fakat orada da
rahat edemez ve on beş gün kaldıktan sonra tekrar İstanbul'a döner.

Bir süre evine uğramadan İstanbul'da dolaşır. Soğuk bir kış günü, sol el ve
ayağı felç olur. Arkadaşları vasıtasıyla hastaneye yatırılır. Olayı
duyan kızı Leyla ve karısı yanına gelirler ve artık iyice çökmüş olan
Ali Rıza Bey barışarak eve dönmeyi kabul eder.

Kızı Leyla artık,düştüğü kötü yoldan elde ettiği kirli paralarla da olsa oldukça
zengindir. Hatta annesiyle beraber, düştüğü o kötü yolda kendisine
hediye edilmiş bir evde yaşamaktadırlar.

Ali Rıza Bey ise, yıllar önce: "Kızlarının ahlâksızlıklarına göz yumarak, para yiyip
geziyor !" diye kızdığı eski bir kahvehâne arkadaşıyla aynı durumda
olarak, kızı Leyla'dan gelen paralarla, takım elbiseler içinde, mutlu
bir halde yaşıyordur. Yalnız, onu mutsuz eden bir tek şey vardır:
"Kendisine o eski sözlerini hatırlatan, eski kahvehâne arkadaşlarıyla
yolda göz göze gelmek..."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://dersmatik.yetkinforum.com
 
Yaprak Dökümü (Roman)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Dersmatik | Sosyal Paylaşım Ağı :: Kültür&Sanat&Edebiyat :: Kitap Tanıtımları ve E-Kitaplar-
Buraya geçin: